14 Mayıs 2011 Cumartesi

Protein Metabolizması
Protein metabolizması çok önemli bir yere sahiptir insan vücudunda. Bu metabolizma işlemese ancak birkaç gün dayanabiliriz. Üre oluşturulması bunlardan biridir. Bağırsakta sindirime yardımcı olan bakteriler olduğunu biliyorsunuz. Bu bakteriler devamlı olarak amonyum üretirler. Bağırsaktan emilmek zorunda kalan bu Amonyum, kan ile karaciğere ulaştırılır. Karaciğer hücresi yine taklidi imkansız bir seri kimyasal işlemle, amonyumu vücuda zararsız hale üreye çevirir. Bu işlem yapılmasa ya da unutulsa, kanımızdaki amonyum hızla artacak ve bizi komaya sokacaktır. Ama asla unutulmaz. Çünkü karaciğer hücresinde, ne zaman amonyum molekülü ile karşılaşsa hemen onu üreye çevirmesine dair emir çekirdeğinde yazılıdır. Ve bunu nasıl yapması gerektiği de ayrıntılı şekilde formüllerle tarif edilmiştir; yine hiçbir laboratuvarda taklit edilemeyecek teknik hassaslıkta.
Bağırsaktan gelen bu amonyumun kalbe ve oradan da tüm vücuda pompalanmaması için önce karaciğerde bu şekilde zararsız hale getirilmesi planlanmıştır. Bunun için bağırsaklardan toplanan kanın önce muhakkak karaciğere uğraması sağlanır. Yani tek bir damar bile bu kanı karaciğeri atlayarak kalbe ulaştırmaz. Aksi takdirde dolaşımda yavaş yavaş artan amonyum miktarı yine komaya neden olacaktır.

Karaciğer hücreleri plazma proteinleri denen yine çok hayati proteinleri üretirler. Bu proteinler kan dolaşımında bulunur. Bunlar bulunduğu içindir ki kan damarlardan sızıp dokulara kaçmaz, damarların içinde kalır. Çünkü bu özel plazma proteinleri damarların duvarındaki ufak delikleri kaparlar ve kanın serumu yani sıvı hali dahil hiçbir şeyin dokulara geçmesine izin vermezler. Bu proteinler bir dokudan başka bir dokuya taşınması gereken herhangi bir kimyasal molekülü taşımakla da görevlidirler. Yani üretildiği yerden sipariş verildiği yere ulaşıncaya kadar bu molekülün kan akımında herhangi bir şekilde zarar görmemesini veya etkisini kaybetmemesini sağlarlar. Bu işlev insan vücudunun normal fonksiyonunda çok önemlidir. Plazma proteinlerinin herhangi bir şekilde azalması durumunda, karaciğer hemen bölünerek çoğalmaya başlarlar. Böylece artık daha fazla sayıda hücre daha kısa sürede protein miktarını olması gereken seviyeye getireceklerdir.

Vitaminlerin depolanması
Karaciğer hücreleri diğer vücut hücrelerinin kimyasal pek çok işlemde ihtiyacı olan bazı vitaminleri de depolama görevini üstlenir. Bunun en bilinen örneği A vitaminidir. Karaciğerimizde bize 1-2 yıl kadar yetecek miktarda A vitamini depolanabilmektedir. D vitamini ve B12 vitaminleri ise 3-4 ay yetecek kadar depolanırlar.

Pıhtılaşma Faktörlerinin Üretimi
Kanın pıhtılaşmasının ne kadar önemli bir olay olduğunu herkes bilir. Kan pıhtılaşmasa en ufak bir kesikten tüm kanımız akıp gidecektir. Bunun içindir ki, yine bir karaciğer hücresi 15 çeşit kadar pıhtılaşma faktörü üretir. Bu özelleşmiş proteinler bir kanama anında birbirleriyle sırasıyla reaksiyonlara girerek pıhtılaşmayı sağlarlar. Bu çok detaylı anlatılması gereken bir konudur. Anlaşılabilmesi için bir programı sırf pıhtılaşma konusuna ayırmak gerekecektir.
Burada belirtmemiz gereken nokta, karaciğer hücresi tarafından 15 kadar hangi proteinin diğerini nasıl etkileyip reaksiyona sokacağı bilinemez. Daha sonra ortaya çıkan sonucun pıhtılaşma gibi hassas ve akıl ürünü bir sonuca neden olması ise tüm vücudun aklımızın sınırlarını çok çok aşan bir organizasyonla ayakta kaldığını bize kanıtlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder