14 Mayıs 2011 Cumartesi

doku reddi (rejeksiyon) ne demektir?                                                                    Vücudumuzun bağışıklık sistemi, kendi hücrelerini (o vücuda ait) tanır ve bunlara reaksiyon göstermez. Ancak vücuda bir başkasına ait hücreler (Kan, organ....) girdiğinde ise bu hücrelerin yabancı olduğunu derhal anlar ve onlara karşı silahlanıp, bu yabancıyı vücuttan atmanın yollarını arar. Vücuda giren mikroplara karşı da benzer şekilde davranılır. İşte vücudun nakledilen organa hasar veren bu tepkisine doku reddi (rejeksiyon) denir. Doku reddi, organ ve doku nakillerinde her an görülebilen ve erken fark edilip önlem alınmaz ise nakil edilen doku veya organın işe yaramaz (ölümü) hale gelmesine neden olan bir reaksiyondur. Doku reddine mani olmak için, organ nakli yapılan hastalar ömür boyu bağışıklık sisteminin bu etkisini en aza indirmeye yönelik ilaçlar kullanırlar. Buna biz immünosupresyon (bağışıklığın baskılanması) diyoruz. Bu ilaçlara rağmen bazen doku reddi gelişir. Bunu yeni takılan karaciğerin fonksiyonlarının bozulması ve yapılan karaciğer biyopsisinde doku reddine ait bulguların saptanması ile tanımak mümkündür. Bu tarz bir alevlenme genellikle sorunsuz bir şekilde tedavi edilir ve her şey normale döner.                                                Karaciğer nakli olanlar ömür boyu ilaç kullanmalımı?                                                      Evet. Tüm organ nakli olan hastalarda olduğu gibi, karaciğer nakli yapılan hastalar da ömür boyu bağışıklık sistemini baskı altında tutmak için ilaç kullanırlar. Bu başarının temel şartıdır. Eğer ilaç kullanılmaz veya düzensiz keyfi bir kullanım söz konusu olur ise, bağışıklık sistemi hemen bu yabancı organa karşı savaş başlatır ve bu organın ve belki de hayatın kaybı ile sonlanır.                                                                                                                                 Karaciğer naklinin başarısı nedir?                                                                                       Ameliyat olan hastaların yaklaşık % 70-%80'i hastaneyi sağlıklı bir şekilde terk eder. Karaciğer nakli yapılan insanlar normal hayata dönebilirler mi?                                        Evet. Zaten karaciğer naklinin temel amacı, kişiyi normal, aktif, üretken hayatına geri çevirmektir. İnsanlar işlerine, okullarına dönebilirler. Karaciğer nakli sonrası hamilelik ve doğum mümkündür. Altı ay bir sene gibi kısa bir süre içinde çok ağır olmamak kaydı ile sportif faaliyetlerde bulunulabilir.


Karaciğerdeki Çok Fonksiyonlu İşçiler


Karaciğerin her bir lobunda yüzlerce hepatosit bulunur. Hepatositler (karaciğer hücreleri) kimyasal mikro işlemciler gibi çalışır. Bunlar ham besinleri gerekli maddelere çevirir ve zehirli olanları da tehlikesiz hale getirirler. Vücudun ihtiyaç duyacağı maddeleri depolar ve dağıtımını yaparlar. Karaciğerdeki bu kusursuz tasarım üstün güç sahibi olan Allah'a aittir.

Karaciğerin temel hücreleri hepatositlerdir. Bu hücre türü safra salgılanması, kandaki toksinlerin arıtılması, kanın depolanması ve pıhtılaşmayı sağlayan parçacıkların üretilmesi gibi görevleri yerine getirirler. Ardı ardına kolaylıkla sıraladığımız bu fonksiyonların her biri, sağlıklı bir yaşam sürmemiz için gereken çok önemli faaliyetlerdir. Aslında her biri başlıbaşına bir uzmanlık gerektiren bu kimyasal reaksiyonların ve üretimlerin aynı hücreler tarafından ustaca yapılması, çok sistemli, düzenli ve planlı bir çalışmayı gerektirir. Bu planlı çalışmayı karbon, hidrojen, oksijen ve azot gibi maddelerden oluşmuş ve detayları ancak elektron mikroskobu altında görülebilen hücrelerin yapıyor olması ise üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.Bu noktada şöyle bir örnek verilebilir. Karaciğerin yaptığı işlemleri bizim için yapacak bir insan topluluğu oluşturmaya çalıştığımızı düşünelim. Bulmamız gereken;
-kimyasal tepkimeler konusunda uzman,
-üretimde çalışacak,
-depoda gerekli maddeleri stoklayacak,
-üretimde oluşan atıkları dışarıya atacak fakat bunu fabrikada çalışanlara zarar vermeden ve çevreyi kirletmeden yapacak,
-yan fabrikalara ek hizmet verecek ve onların ihtiyacı olabilecek malzemeyi önceden belirleyip tedbirini alacak ve üretimini yapacak,
Aynı zamanda bu kişilerin her birinin -karaciğer hücrelerinin yaptıkları gibi- tüm bu işlerde tecrübeli olmaları, ara vermeksizin çalışmaları, yorgunluk duymamaları ve tüm işlerin sorumluluğunu tek başlarına da üstlenebilmeleri gerekmektedir.
Tahmin edilebileceği gibi, böyle bir işin altından kalkabilecek, bu özelliklerin tümüne sahip insanlar bulmak imkansızdır.
Oysa, karaciğerimizdeki ancak mikroskop altında görebildiğimiz milyonlarca görevli hücre, şu anda saydığımız görev listesini ve daha saymadıklarımızı eksiksiz yerine getirmektedir. Üstelik bu kusursuz görevler bugün yeryüzünde yaşamakta olan milyarlarca insanın her birinin karaciğerinde aynı şekilde gerçekleşmektedir. Tarih boyunca yaşamış trilyonlarca insanın herbirinin karaciğer hücreleri de aynı görevleri eksiksiz olarak yerine getirmiştir. Trilyonlarca hücrenin gösterdiği bu müthiş aklın, moleküllerden oluşan bu varlıklara mal edilemeyeceği açıktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder